Hüseyin Sevim-İLETİŞİM ENGELLERİ

İLETİŞİM ENGELLERİ

İLETİŞİMDE ENGELLER
Çocuklarımız günlük yaşantılarında bir çok sorunla karşılaşırlar veya sorunu oluşturan kişiler olabilirler.Sorunlarını çözmede yardımcı olmak amacıyla bizlerden (annelerden,babalardan) yardım isteyebilirler.Bizler de sorunun çözümüne rehberlik etmek yerine,geçmiş yaşantılarımızdan edindiğimiz tecrübelerden ve gördüklerimizden yola çıkarak hemen öğüt vermeye,yargılamaya,
eleştirmeye,tanı koymaya,teselli etmeye,karşılaştırmaya,alay etmeye,ahlak dersi vermeye kalkışarak çocuğumuzla olan ilişkilerimizde doğru iletişim kurduğumuzu ve böyle davranarak sorunun çözümüne yardımcı olabileceğimizi düşünürüz.Halbuki kullandığımız bu iletişim yöntemlerinin bir çoğu sorunları çözmekten çok,sorunun daha da derinleşmesine ve çocuklarımızla olan ilişkilerimizin zedelenmesine neden olacaktır.
Çocuklarımızla veya çevremizle olan ilişkilerimizde koşullar ne olursa olsun şu yaklaşımlardan uzak durmalıyız.
Emir vermek,yönetmek:Korku ya da aktif direnç yaratabilir.
Tehdit etmek,gözdağı vermek:Korku,boyun eğme yaratabilir.
Vaaz vermek,ahlak dersi vermek:Zorunluluk ya da suçluluk duyguları yaratır.
Yargılamak,eleştirmek,suçlamak:Benlik saygısını aşındırır,yargı ve eleştirileri gerçek olarak algılar
Ad takmak,alay etmek,utandırmak:Çocuğun kendini değersiz hissetmesine,sevilmediği kanısına varmasına yol açar.
Karşılaştırmak:Karşılaştırandan ve karşılaştırıldığı kişiden uzaklaşır.Benlik saygısını aşındırır.

Genelde bir iletişim engeli teşkil eden ancak sorun olmadığı zamanlarda kullandığımız bir takım iletişim yaklaşımları da vardır.Herhangi bir sorun yokken bu yaklaşımların kullanılması bir iletişim engeli olamayıp,uygun ve yardımcı olabilirler de.Bu yaklaşımlar şunlardır.
Öğüt vermek,çözüm getirmek:Çocuğun kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğunu düşündüğümüzü gösterir.Bağımlılık ya da direnme yaratabilir.
Öğretmek,nutuk çekmek,mantıklı düşünceler önermek:Bıkkınlık,nefret uyandırır.Çocuğun kendini beceriksiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilir.
Övmek,pohpohlamak,iltifat etmek:Alışkanlık yapar.Ailenin beklentilerinin çok yüksek olduğunu düşünür.Çocukta kaygı ve kızgınlık yaratabilir.
Yorumlamak,analiz etmek,tanı koymak:Çocuk yanlış anlaşılma endişesi ile iletişimi keser.Eğer yapılan yorum doğruysa çocuk kendini çıplak hisseder,ortaya çıkarıldığı için utanabilir.Kendini korumasız hisseder.
Avutmak,teselli etmek:Çocuğun kendini anlaşılmamış hissetmesine neden olur.Kızgınlık duyguları uyandırır.Çocuk bu yaklaşımı genellikle “Kendini kötü hissetmen doğru değil.” Olarak algılar.
Soru sormak,sınamak,çapraz sorgulamak:Korku ya da kaygı yaratır.Konuşma özgürlüğünü sınırlar.Kaçamak yapmaya,yalana yol açar.Sorulan sorulara cevap bulmaya çalışan çocuk kendi sorununu gözden kaçırabilir.
Oyalamak,şakacı davranmak,konuyu saptırmak:Çocuğa, sorunlarının önemsiz,saçma sapan ve geçersiz olduğu anlamını verebilir.Kendisine saygı duyulmadığını,ilgilenilmediğini düşünebilir.
Çocuklarımızla olan ilişkilerimizi sağlam temeller üzerine kurmak istiyorsak;onunla aramızda iyi bir iletişim kurmalıyız.Çocuğu bir birey olarak kabul etmeliyiz ve onun dünyasına inerek, onu anlamaya çalışmalıyız.
Yardımcı kaynak:BADEP hizmetiçi eğitim kursundan derlenen notlarım.

Hüseyin SEVİM