KARACA BEY AİLESİNE DEDELİK NASIL VERİLDİ?
KARACA BEY AİLESİNE DEDELİK NASIL VERİLDİ?
Begdili Boyunun Karacalu oymağı bağlıları bugün ki Malatya ili Yazıhan İlçesi Karaca Köyü sınırları içindeki değişik yerlere kışlayacak yer olarak yerleşmişlerdi (1514 sonrası) Bu yerler Kumarı – Çemiş (Çimiş) Hacı Köy, Yaylacık, Toros v.d. dir.
Oymağın başında Feyruz Bey vardır o yıllarda. Feyruz Beyin H. 928 (M. 1521’de) bir oğlu olur. Adını Karaca korlar. Bey oğluna oymağın adını koyar, Feyruz Bey, Hacı Bektaş Dergâhının mürididir. Dergâh adına gelen dedeler oymağın ve çevredeki diğer oymakların tarikatını icra etmektedirler.
1526–27 yıllarında yaşanan Kalender Çelebi isyanı neden gösterilerek dergâh kapatıldığı, Çelebiler baskı altında olduğu için (1527 –1552) Beydili’nin Karacalı oymaklarını Uşak Banaz Hacım Köydeki, Hacım Sultan Ocağından gelen dedeler görmüş, tarikatı icra etmişlerdir. Bu arada Feyruz Bey hakka yürümüş, oymağı oğlu Karaca Bey yönetmeye başlamıştır.
Karacabey’in 65 yaşında olmasına rağmen erkek çocuğu bulunmamaktadır. Doğan çocukları yaşamamıştır. Dedelik yapan Kara Hacı’ya talipleri niyazda bulunup “Beyin oğlu olması, yaşaması için dua etmesini, lokma vermesini” dilerler. O da duada bulunup lokma vermiş, “Bey, bir oğlun olursa benim adımı koyacaksın” demiş. Karacabey’in H. 994 (M. 1585)’de bir oğlu olur, adını Kara Hacı koyarlar.
Karaca Bey, oğlunun yetişmesine büyük özen gösterir. Töreleri, Türkmen’in geçmişini, tarikat kurallarını tam öğrenmesine çalışır. Küçük Kara Hacı’nın 15 yaşına geldiği yıllarda adını veren Kara Hacı, Karaca Bey’e konuk olduğunda; artık yaşlandığını Uşak’tan buraya gelmesinin, Elbistan, Sivas, Malatya’da yaşayan talipleri görmesinin zorlaştığını, beyin bu işleri dergâh adına yapmasını ya da birini önermesini ister.
Karaca Bey kendisinin de yaşlı olduğunu (81 yaşında) bir isim önermesinin de yanlış anlaşılacağını, o nedenle oymaktaki yaşlılara danışmak gerektiğini söyler. Dede teklifi olumlu bulur. Tüm obalara haber edilip talipler toplanır. Kara Hacı, Karaca Beyle arasında geçen konuşmaları meclise de aktarır, onların görüşlerini sorar. Tüm oba ileri gelenleri bu işin, Karaca Bey’in oğlu Kara Hacı’ya verilmesini, Onun hem bilgi hem olgun davranışlarıyla bunu hak ettiğini söylerler. Dede, Karaca Bey’e dönüp onun da görüşünü alır. Bey, oymak ulularının sözüne “beli” der.
Bunun üzerine Küçük Kara Hacı meydana çağrılır. Kara Hacı onun ellerini tutarak: “Ey muhipler, bundan böyle Hacım Sultan Dergâhını tanıyanlar Kara Hacı’yı tanısın. Benim yerime görgünüzü o yapacak, müşkülünüzü o çözecek, Hakullahınızı o toplayacaktır. Ben Hacım Sultan’ın bel oğluyum, Kara Hacı da yol oğlu olacaktır. El benden, himmet Hz. Ali’den olsun” der.
Tüm katılanlar büyük sevinçle bunu kutlarlar.
Kara Hacı, Karaca Bey’in izniyle oğlunu yanında gezdireceğini, muhipleri, talipleri tanıştıracağını, Cemin, tarikatın inceliklerini öğreteceğini söyleyip izin alır. İki – üç yıl yanında gezdirip kendisinin gezdiği tüm yörelerdeki (Elbistan – Sivas – Malatya-Çorum) taliplere tanıtır buralara bir daha da gelmez.
Hacım Sultan’ın yol evladı olan Karaca Beyoğlu Kara Hacı, tarikatı yürütmeye devam eder. Karaca Bey soyuna Hacım Sultan’ın yol evlatlığı böyle geçmiştir. O soydan gelenler dedeliği sürdürmüşler, genişleyen ailede bu görev, bir önceki tarafından görev verilen kişilerce yürütülmüş, Hacı Bektaşı Veli dergâhından bu kişiler adına secere düzenlenmiş, Hakullahlar dergâha bu kişiler tarafından teslim edilmiştir. Dedelik bey ailesinin dışına çıkmamıştır. Bu ailenin bir kolu olan Seyit Ahmet oğlu Molla Veli, talipleri olan Hekimhan ilçesi Basak köyüne 1780 – 1800 yılları arasında göçmüş, burada dedeliği devam ettirmiş. İleri tarihlerde bu ailenin bir kısmı da aynı ilçenin Başkınık köyüne gitmiş, orada dedeliği devam ettirmişlerdir. Bu ailenin bugünkü soyadı “Koluaçık” ve Yıldırım’dır.
Karaca’da kalan diğer aile bireyleri bir müddet sonra yaklaşık olarak 1850 – 1860 yıllarında dedeliği yapmamışlar, bunların görgüsünü de Başkınık ve Basak köyündeki dedeler yapmışlardır. Karaca’da dedelik yapan Karaca Bey soyundan gelenlere “Dede Türkmen”, diğer oymak üyelerine de “Sade Türkmen” denilmiştir.
Dedelik kurumu, Hacı Bektaşi Veli Dergâhı Postişinlerinin görevlendirdiği kişilerce Karaca Dedelerinin Hacım Sultan Evlatları olarak görgü yaptığı yörelerde (Elbistan; Yapalak – Demirci, Gürün; Yuva – Zerk, Antep; Kazıklı – Killik, Pazarcık; Selman-ı Pak vd. Köylerinde) devam ettirilmiştir. Soyadı yasası çıkınca bu ailelerden bir kısmı, ‘Koluaçık’ ‘Eliaçık’, ‘Açıkkol’ vb. soyisimlerini alarak yolbağını isimleriyle belirlemeye çaba göstermişlerdir.
Karaca Köyüne 1720–30 yıllarında anasının yanında gelen (Hekimhan Üğurcük-Baltacıbaşı- köyünden) Hüseyin ismindeki (Leğen Hüseyin) kişinin soyundan gelenler de ken
dilerinin Hacım Sultan evladı olduklarını iddia ederek, dedelik yapmak üzere Dergâhtan icazet belgeleri almışlar. Zaman içinde dedelerin gitmeyi bıraktığı Gürün’e bağlı Yuva ve Külah köyleri ile bazı mezralarda görgü yapmışlardır.( 1965- 1970 yıllarına kadar).
Karaca Bey soyundan gelen dedeler Karaca Köyünde kalan amca zadelerine de dedelik yapmışlardır.(1960 lı yılların ortalarına kadar.) Çünkü Karacada kalan Karaca Bey ailesi mensupları 1850–60 sonrası dedelik yapmayı bırakmışlardır. Karaca’da oturanlardan hiç kimse Leğen Hüseyin soyundan gelenlerin dedeliğini kabul etmemiş ( Karaca Bey soyundan gelmeyen aileler de) onlarla görgü yapmamışlardır. Yani Leğen Hüseyin soyundan gelenlerin
Karaca Köyünde talipleri yoktur.
Leğen Hüseyin ailesinin dedelik icazeti almaları ile ilgili değişik yorumlar ve iddialar mevcuttur.Biz o iddiaları buraya almayı etik bulmadık.Karaca Köyünün saygın aileleri olan bu insanları karalamak gibi bir amacımız yoktur.Bunun tarihi gerçeklerin saptırılmasına engel olunması için bilinmesinde yarar görüyoruz….
MUSTAFA KARACAN
NOT: Bu yazının tamamı veya bir kısmı kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.