Rıza Cengiz-SU

SU

Yazımda su hakkında bilgiler vermeye çalışacağım. Öncelikle suyun öneminden söz edip, Dünya’da, Türkiye’de, ilimizde ve köyümüzdeki su sorununu ele alacağım.

SUYUN ÖNEMİ
Birbirleriyle ilişki ayrılmaz bir bütün olan hava, toprak ve suyun alternatifi yoktur. Ayrılmaz doğal kaynaklardır. Bu doğal kaynaklardan yoksun kalmak tüm yaşamı felakete sürükler. Bu nedenle üç kaynağın da temel yaşam hakkı olarak görülmesi ve kabul edilmesi gerekir. Hiçbiri ticari amaçlara alet edilmemelidir.(Maalesef tam da bu günlerde güney-doğu sınır topraklarımızın temizlenmesi bahanesi ile kiraya verilmesi istenmektedir. Nerdeyse topraklarımız mal-ticari, gibi kullanılmak istenmektedir. Söz konusu mayınlı sahalar, yaklaşık sulanabilir 200.000 araziden oluşmaktadır. Ayrıca diğer arazi türleri de bulunmaktadır. Arazilerde; madencilik, petrol, doğal varlıklar anlamında çalışma yapılmamıştır. Sahalar bakirdir. Bunların yanında bu alanlar başka ülkelerle sınır sahalarıdır. Tüm bu nedenlerle topraklarımız başka bir devlete(yabancı) ve şirkete kiralanmamalıdır)
Süreç, canlıları temiz havaya, temiz suya ve toprağa hasret bırakacak şekilde gelişmektedir. Özellikle son yıllarda nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme ve göçler su kaynaklarının üzerindeki baskıyı arttırırken suya erişimi de engellemektedir. Uluslararsı kurtuluşların hazırladığı ve birbirini doğrulayan raporlara göre; içme suyu olarak kullanılan kirlenmiş sular nedeniyle her yıl dünyada 200 milyon insanın suya bağlı hastalıklara yakalandığı ve 2,2 milyon insanın da hayatını kaybettiği açıkça belirtilmektedir. Ayrıca, günümüz dünya nüfusunun yaklaşık %20’sinin güvenli su kaynaklarından yoksun olduğu, dünya nüfusunun 2050 yılında 9,3 milyon olacağı ve iklim değişiminin de etkisiyle birlikte, 60 ülkede 7 milyon insanın su kıtlığı ile karşı karşıya kalacağı belirtilmektedir.
Temel içme ve kullanma su gereksimi olarak bir kişinin en az 50 litre temiz suya (günlük) ulaşabilmesi gerekmektedir. Günlük 50 litre temiz suya erişilememesi durumunda, insan yaşamında suya bağlı sağlık sorunlarının başlayacağı gerçeği göz ardı edilmelidir.
Yapılan bilimsel çalışmalar su kaynaklarının korunmasını ve sağlıklı suya erişiminin kolaylaştırılması gerektiğini otaya koymaktadır. Mevcut su kaynakları korunup geliştirilmediği sürece su kaynakları daha azalırken, suya erişiminde zorlaşacağından suya bağlı hastalıkların ve ölümlerin beklenenden daha fazla olması da kaçınılmaz olacaktır.
DÜNYA SU VARLIĞI
Yerküredeki suların %97’sini okyanuslar ve denizler oluştururken, tatlı suların oranı %3 ‘tür. Tatlı suların, %79 ‘u buzullar,%20’si yeraltı suları ve %1 ‘de ulaşılabilir sular (tüm suların %0,03) olarak bulunmaktadır. Ulaşılabilir suların %52 si göller, %38 i yeryüzündeki nem, %8 i atmosferdeki su buharı, %1i canlıların organizmalarındaki sular ve %1 i nehirler ve kaynaklar şeklinde dağılmıştır.
Su miktarının dağılımı kıtalar arasında çok büyük farklılıklar göstermesinin yanı sıra, kıtalar içerisinde de değişiklik göstermektedir.
SU KAYNAKLARININ KULLANIMI
Dünyadaki toplam su tüketiminin %70i sulama, %12si sanayi,%8i içme ve kullanma amaçlıdır. Gelişmiş ülkelerde içme ve kullanma amacı ile %11 oranında, gelişmekte olan ülkelerde ise %8 oranında su tüketilmektedir.
TARISAL ÜRETÜM VE SU KULLANIMI
Dünyadaki 13 milyar hektar arazinin sadece %12 si tarım arazisi ,%27 si otlak arazi olarak kullanılmaktadır. Dünya nüfusu bağlamında kişi başın 25 hektar(dönüm) tarım arazisi düşmektedir.
Tarımsal su kullanımında tuzlanma büyük sorunlar yaratmaktadır. Büyük sulama projeleri her seferinde iyi sonuç vermemiştir. Örneğin Pakistan’da ve Hindistan’da sulanan alanların %20sine yakın bölümü tuzlanmış ve tarımsal üretim düşmüştür.
Tarımda su kullanımı sadece bitkisel üretim açısından değil, hayvansal üretim ve hayvansal ürünler açısından da incelenmelidir. Zira hayvansal ürünlerin üretimi için daha fazla su tüketimine ihtiyaç vardır. Örneğin, 1 kg buğday üretmek için 1.3m3 su yeterli iken, 1 kg yumurta için 4.7m3, 1 kg peynir için 5.3m3 su gereklidir.

SANAL SU
Üretilen ürünlerin (tarım, sanayi ürünleri gibi) üretimleri süresince değişik miktarlarda su tüketilmektedir. Ürünün tüketildiği yerde bu ürünlerde elde edilmesi sürecinde kullanılmış olan suyun da tüketildiği kabul edilebilir. Bu su sanal su olarak tanımlanmaktadır.
Bir kutu meyve ve sebze konserveleri elde etmek için 35,450 gr, plastik üretmek için 90, 4 adet otomobil lastiği üretmek için 7500, 1 ton çelik üretmek için 240 ton su kullanılmaktadır.
Birçok ülke, üretiminde fazla su kullanılan ürünleri ithal ederken büyük ölçüde sanal su ithal etmektedir. Bu durumda ihraç ülkelerinde ki su kaynakları üzerinde baskı oluşturmaktadır.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesinde üretim tercihlerini gözden geçirmek gerekmektedir. Üretilen ürünlerin su kaynaklarında oluşturduğu etki mutlaka dikkate alınmalıdır. Ayrıca çevre sorunları da dikkate alınmalıdır.

SU KİRLİLİĞİ
Canlılarla su arasındaki ilişki, eko sistemin bir bütün olarak değerlendirilmesi gereğini ortaya koymaktadır. Su yağış olarak yeryüzüne dönerken havada eriyik halde bulunan bir takım gazlar, inorganik maddeler ve radyoaktif elementleri içerisine alır.(Bu sular insanlara zarar verir.)Endüstriyel atıklar yer üstü sızıntılar, tarım ve böcek ilaçları suya karışabilir.Suyun bu kadar kirlenme olasılığına karşı, doğa suyun içerisindeki organik ve inorganik maddeleri fiziksel, kimyasal,biyolojik ve mekanik bir takım etkilerle yok etmeye çalışır.Ancak ,insanlar doğanın dengesini bozmuyorsa..!?
Günümüzde çevre dendiğinde, hava, toprak ve su bir bütün olarak algılanmaktadır. Bu varlıklardan herhangi bir tanesi kirlendiğinde diğerlerinin de kirleneceği ve canlı yaşamının devamının sağlanmasın da sıkıntıya düşüleceği her kesim tarafından anlaşılmış durumdadır.
Sağlık için uygun olmayan su taşıdığı ve içerdiği birçok maddelerle çeşitli hastalıkların nedeni olabilir.
Kullanılan suyun arıtılması kaynakların ve mevcut alanların korunması için zorunludur.
Ancak, gelişmekte olan ülkeler korunmayı yapamamaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise “ kirleten öder ’’ prensibi anlayışı ile yıllardır kirletmeme konusunda atılması gereken adımlarda geç kalınmıştır. İçme ve kullanma suyu sağlamak için de mevcut kaynakların belli bir arıtılmaya tutulmasının zorunluluğu ortadadır. Dünyadaki örnekler incelediğinde gelişmemiş ülkelerdeki
Göstergeler gelişmiş ülkelerle hiç de karşılaştırılmayacak ölçüde kötüdür.
SU PAZARLARI
Şu ana kadar yazdıklarım, su ile ilgili meslek sahibi olmam ve bilgilerim gereği böyle bir başlık koymak çok gücüme gidiyor ama ne yazık ki Dünyada böyle bir anlayış hâkimdir.
Bu nedenle su pazarları konusunu açıklamaya çalışacağım.
Dünyada suya erişim her geçen gün zorlanırken uluslararası kuruluşlar suya erişmede yeni fikirler üretmektedirler. Ancak bu fikirlerin hepsi de suya erişimin paraya dayalı olması anlayışını ortaya koymaktadır.
Oysa dünyadaki sektörlerin ticari büyüklüklerine bakıldığında su pazarının en büyük hacme ulaşacak yapıda olduğu görülmektedir.
Dünyadaki uygulamalara bakıldığında su hizmetlerinin özelleştirildiği her noktada sorunlar başlamıştır. Su fiyatları hızlı bir şekilde artmış, halkın gelir düzeyi bile dikkate alınmadan şirketler kendi kârlarını maksimize edecek şekilde uygulamalara devam etmişlerdir. Bazı ülkelerde halkın ayaklanmasına ve çatışmaların yaşanmasına da neden olmuştur.
Bu uygulamaların hepsinde de görülen suyun erişimin zorlaştırıldığıdır. Su şirketleri temiz su sağlanması konusunda hiçbir gayret göstermezken, standarda uygun suların olduğu yerlerin su hizmetlerini ele geçirmeye uğraşmaktadır.
Temiz suya erişimin temel insan hakkı olmasının kabul edilmesi gerekirken, su hizmetleri özelleştirilerek suya erişimin bedeli sürekli artırılmakta ve parası olmayanların suya erişemeyeceği ortamlar yaratmaktadır. Suya erişim konusunda dünyadaki örnekler, sağlıklı suya erişimde engellerin yaratıldığı gerçeğini göstermektedir.
Sonuç olarak, suya erişimin kolaylaştırılması için, öncelikle su kaynaklarının korunması ve suyun ticari faaliyetlere malzeme yapılmaması gerekmektedir.
Ülkemizde, Malatya’mızda ve köyümüzde (KARACA) su konusunu daha sonra yazana kadar Hoşça ve Dostça kalınız. Rıza CENGİZ

1.Kaynak: 1) Compısee Toplantısı
T.M.M.O.B. Su Raporu
19.03.2009
2)Hidrojeoloji (su jeolojisi)
Yazar; Prof. Dr. Kemal ERGUVANCI