Mustafa Şahin-HİPERTANSİYONU TANIYALIM

HİPERTANSİYONU TANIYALIM

HİPERTANSİYONU TANIYALIM!……03.05.2006
hipertansiyon (kan basıncı yüksekliği) nedir? hipertansiyon atardamar sistemimiz içinde dolaşan kan basıncının belirli rakamların üzerine çıkması halidir. bu rahatsızlığın temelde ne olduğunu anlatmak için şu benzetmeyi yapalım. oturduğunuz apartmanın kalorifer tesisatını düşünün. bodrum katınızda bulunan bir pompa sıcak suyu üst katlara çıkartacak kadar kuvvetli şekilde pompalamakta, sıcak su borular vasıtası ile odanızdaki peteklere dek ulaşmaktadır. sıcak suyu dairenize taşıyan borular ve odanızdaki petekler belirli bir basınca dayanmak üzere imal edilmişlerdir. şimdi pompanın daha kuvvetli çalıştığını, ya da üst kattaki borulardan birinde kireçlenmeye bağlı bir daralma olduğunu düşünün. bu durumda boru tesisatındaki iç basınç artacaktır. sizler dışarıdan eğer boru içi basıncı ölçen bir cihazınız yoksa durumun farkına varamayabilirsiniz. sadece belki borulardan gelen su akış sesinin arttığını duyarsınız. zaman içinde bu artmış basınç eninde sonunda tesisattaki bir patlama, borulardaki delinme ile sonuçlanacaktır. eğer şehir voltajındaki ani bir yükselme pompanın çalışmasını çok fazla arttırırsa borular içindeki basınç birden öyle hızlı artacaktır ki tesisattaki delinme zamanla değil ama ani olarak meydana gelecektir. kan basıncının normal değerleri nedir? hipertansiyonda kan basıncı hangi rakamların üzerine çıkar? atardamar sistemimiz ve organlarımız tıpkı kalorifer tesisatındaki borular ve peteklerde olduğu gibi belli bir basınçla çalışmak üzere oluşmuştur. bu normal basınçlar, kalbimizin, yani bodrumdaki pompanın, sisteme kan püskürttüğü sırada ölçtüğümüz ve büyük ya da “sistolik” diye adlandırdığımız anlarda 120-90mmhg, kalbin kendisi içine kan doldurduğu sırada ölçtüğümüz ve küçük ya da “diyastolik” olarak adlandırdığımız anda ise 80-60mmhg’dir. büyük tansiyonun 120-135 mmhg aralığında, küçük tansiyonun ise 80-85mmhg aralığında olması kişiye hipertansiyon tanısı koydurtmamakla beraber aktif önlemlerin alınması gereken bir durumu yansıtır. kişinin hipertansiyon gelişimine yatkınlığı var şeklinde yorumlanabilir. büyük tansiyonun 135mmhg, küçük tansiyonun ise 85mmhg’nin üzerinde seyretmesi hipertansiyon anlamına gelir. hipertansiyon niçin meydana gelir? hipertansiyonu olan kişilerin yaklaşık %5’inde tek bir neden vardır. bunların başında böbrek ile ilgili rahatsızlıklar gelir ki hipertansiyon olgularının yaklaşık %4’ünden sorumludurlar. tiroid bezinin, böbrek üstü bezinin normal dışı çalışması, aort ismi verilen ana atardamardaki doğumsal darlıklar, bu yüzde %5’lik tekil diğer nedenlerin önde gelenleridir. bu rahatsızlıklar saptanabilip tedavi edilir ise kan basıncı yüksekliği ortadan kalkabilir. hipertansiyonu olan kişilerin %95’inde ise birden çok neden vardır. şişmanlıktan diette fazla miktarda sodyum az miktarda potasyum ve magnezyum alınmasına, genetik faktörlerden sigara ve alkol kullanımına dek çok sayıda faktöre bağlı bu tip hipertansiyon “esansiyel hipertansiyon” ismi ile anılır ve tedavi şekli yaşam şekli düzeltilmesinden sürekli ilaç kullanımına uzanan geniş bir platformunu kapsar. hipertansiyonu olan kişilerde hangi yakınmalar oluşur? kan basıncımız normalin üzerinde seyretmeye başladığında, yani hipertansiyon rahatsızlığı geliştiğinde, boru tesisatı örneğinde olduğu gibi belirgin biri yakınma duyulmayabilir. en sık dile getirilen yakınmalar özellikle ense bölgesinde yoğunlaşan, rahatsızlık verici bir baş ağrısı, kulaklarda çınlama, başta bir dolgunluk hissi, baş dönmesi, ayaklarda ödem, çarpıntı, kalp atışlarının kuvvetli olarak hissedilmesi gibi yakınmalardır. ancak bu şikayetler genellikle gözardı edilir ve uzun sürmediklerinden önemsenmezler. ayrıca yakınmalar kan basıncı yüksekliği ile çok da doğru orantılı değildirler. kan basıncı yükseldiğinde başlarının ağrıdığını ifade eden hastalarımızın kan basıncını ölçüp yüksek bulduğumuzda, bir yakınmaları olmadığını dile getirmeleri durumlarıyla sıkça karşılaşıyoruz. hipertansiyon vücuda ne şekilde zarar verir? hipertansiyon zararlı etkisini genellikle yıllar içinde ortaya çıkartır. sürekli artmış basınç damar yatağında ve uç organlarda, tüm vücudu etkileyecek şekilde içten içe kemirerek aşınma yaratır. bu aşınma üzerinde damarlarda tıkanıklıklar oluşur ki kliniğe yansımaları koroner kalp hastalıkları, kalp krizleri, beyin damar hastalıkları, yani felçlerdir. artmış kan basıncı kalbin iş yükünü arttırır. kalp bu artmış yüke bir süre dayanır. ancak zaman içinde bu yükü kaldırmak için kas miktarında artışa gider. halter çalışan kişilerin pazularının kalınlaşması gibi kalp duvar kalınlıklarında da artış olur ki bu olumsuzlukların başlangıcıdır. giderek önce kalbin içine kan doldurma fazı, yani gevşemesi bozulur sonra da kan püskürtmesi, kasılması aksar ki bu hipertansiyona bağlı kalp yetmezliği gelişimidir. paralel değişiklikler tüm organlarda gözlenir. bunların içinde uzun vadede öne çıkan böbrek yetmezliğidir. görüldüğü üzere hipertansiyon yarattığı zararları zaman içinde ortaya çıkan, sinsi bir rahatsızlıktır. ancak bodrumdaki pompanın kontrolsüz bir şekilde çalışmasını arttırıp basıncı ani bir şekilde dayanılmaz düzeylere yükseltip boruları aniden patlattığı gibi kan basıncında da ani, hızlı ve yüksek seviyelere yükselişler kimi zaman burun kanamaları gibi nispeten zararsız olaylara, kimi zaman ise beyin kanamalarına, aort dediğimiz büyük atardamar duvarında yırtılmalar gibi hayati tehdit eden durumlara yol açabilir. sağlıklı günler dilerim.mş