Mustafa Şahin-“SU, SODYUM VE SAĞLIĞIMIZ”

“SU, SODYUM VE SAĞLIĞIMIZ”


Ödem: ödem, dokularda su ve sodyum birikmesinin sonucu oluşur ve genellikle gözaltı, ayak ve bacaklarda şişmeyle belirlenir. sodyuma bağlı su birikimi, beden sıvılarının sodyum içeriğinin azaltılmasıyla önlenir. Tuz alımı, su ve sodyum birikimi: günlük yemeklerle orta düzeyde alınan tuzun bedenden dışarıya atımı 10 saat ve daha uzun sürede gerçekleşir. Bu süre bireyler arasında farklılık gösterir. tuz, sodyum ve klor bileşiğidir ve sodyum klorür olarak tanımlanır. bu bileşiğin metabolizma için sorun yaratanı sodyumdur. Yemeklerle alınan 5 gram tuz 2 gram sodyum sağlar. Tuzun bileşiminde alınan sodyum ince bağırsaktan kan dolaşımına geçer. Bedenin düzenli çalışması için kan sodyum düzeyinin litrede 3.2 gram düzeyinde tutulması gerekir. Sodyumun fazlası böbreklerden süzülerek idrarla dışarı atılır. ağızdan tuz bileşimi olarak alınan sodyumun idrarla dışarı atılma süresi bazı faktörlerden etkilenir. Bunlar şöyle özetlenebilir: eğer kişi günlük 5 gram yerine 10 gram tuz alırsa, 2 gram yerine 4 gram tuzu idrarla atmak zorunda kalır. bu da böbrekler için büyük bir yük oluşturur. Sağlıklı bireylerde sodyum suyu tutarak geçici olarak dokular arasında tuz birikimine neden olabilir. Sodyuma duyarlı kişilerde tuz alımının artması, kanın hacmini artırarak tansiyonun yükselmesine neden olur. Sağlıklı beslenme önerilerinde günlük tuz alımının 5-6 gramı geçmemesi istenmektedir. Buna karşın ülkemizde günlük tuz tüketimi 10-12 gram civarındadır. Aşırı tuz tüketimi böbrekler için aşırı yük oluşturduğu gibi, mide kanser riskini de artırdığı bildirilmiştir. günlük tuz tüketimini 5 grama indirmek için yemekler az tuzlu yapılmalı, tadına bakmadan tuz eklenmemelidir. Su içiminin sodyum atımına katkısı: su tüketiminin artması, böbreklerden idrarla sodyum atımını hızlandırarak su ve sodyum birikimini azaltır. Bunun altında yatan gerçek, böbreklerin idrar sodyum içeriğini litrede 6.5 gramın üzerine çıkaramamasıdır. su alımı arttığında idrarın hacmi artarak sodyumun atımı hızlanır. Az su alımına bağlı idrar hacminin azalması böbreklerin yükünü artırarak zamanla yıpranmasına neden olur. sodyumun kaynakları: Tuz dışında her besinde sodyum bulunur. tuz katılarak hazırlanmış peynir, zeytin, turşu, ekmek, bisküvi, hazır çorba ve yemeklerin sodyum içeriği yüksektir. Doğal olarak et, tavuk, yumurta gibi hayvansal besinlerde, kuru baklagiller, sebze ve meyveye göre daha çok sodyum bulunur.Sodyum kaynaklarından biri de sudur. Suyun sodyum içeriği elde edilen kaynağa göre farklıdır. Piyasada bulunan içme sularının bazılarının sodyum içeriği düşük, bazılarının yüksektir. Etikete dikkat edilerek düşük sodyum içeren su tercih edilmelidir. sodyum içeriği düşük su, fazla sodyumun atımını hızlandırarak sodyuma bağlı şişliklerin önlenmesine yardımcı olur. Bazı maden suları yüksek miktarda sodyum karbonat içerir. Bu tür maden sularının içilmesi sodyum alımını artırır. Maden suyunun etiketi okunarak mineral içeriği konusunda bilgi sahibi olunmalıdır. Kadın bedeninde su birikimi ve atımı: Hormonlara bağlı olarak adet sırasında hızlı su birikimi ve boşalması olur. Adet görmeden hemen önce östrojen hormonunun üretimi artar. Bu sırada sodyum düzeyinin artmasıyla su birikimi sonucu şişme görülür. Bu sıradaki tartımlarda beden ağırlığı 1-3 kilo fazla gösterir. Bu geçici bir durumdur. Kanamanın başlamasından sonraki birkaç gün içinde su atımı hızlandığından ağırlık artışı kaybolur. Su, sodyum ve şişmanlık: bazı kişiler tuzun şişmanlattığını söylerler. Bu bilimsel olarak doğru değildir. sodyum ve klor bileşiği olan tuz organik bir öğe değildir. Bu nedenle de bedende yağa dönüşmez. sağlıklı bireylerde tuz su tutar. Ancak bu durum dokularda değil kan damarlarında oluşur. Bilimsel verilere göre, sağlıklı bireylerde şişlik (ödem) oluşması için günlük 25 gram tuz (10 gram sodyum) almış olmaları gerekir. İçme sularının sodyum içeriği litrede 0 ile 25 miligram arasında değişir. Karbonatlı maden sularının sodyum içerikleri litrede yaklaşık 8 ile 200 miligram arasındadır. Sağlıklı beslenme önerilerinde günlük tuz alımının 5-6 gramı geçmemesi ilkesi yer almaktadır. bu da 2.0 ile 2.4 gram sodyuma tekabül eder. Buna göre bedende oluşan şişmelerde içilen suyun etkisi önemsenecek düzeyde sayılmaz. Su seçimi için öneriler: ülkemizde tuz tüketimi genelde yüksektir. Aşırı tuz alımı, yüksek tansiyon, böbrek hastalıkları, mide ülser ve kanser riskini artırır. Bu nedenle su ve maden suyu seçiminde etiket okunarak en az sodyum içeren markalar tercih edilmelidir. Aşırı sodyum alımı, idrarla kalsiyum atımını hızlandırır. Bu da kemik erimesi sorunu için bir risk faktörüdür. Bu nedenle kalsiyum ve magnezyum içeriği yüksek, sodyum içeriği düşük su tercih edilmelidir. Özellikle yeterli süt ve süt ürünlerini tüketemediklerinden dolayı önerilen düzeyde kalsiyum alamayanlar için kalsiyumca zengin maden suyu iyi bir seçenektir. Sağlıklı günler dileğimle;saygılar,sevgiler sunarım değerli okurlarım.