GÖÇ
SONUÇ OLARAK Göç halâ kanayan sosyal bir yara. En büyük sorumlusu da, tarımda izlenen umursuz, istikrarsız, yanlış politikalardır. Tarımla uğraşımın zorluğu ve geçim sorunu göçe neden temel faktörlerdir. Afetler, öğrenim, sağlık, su, yol, iletişim, güvenlik sorunları da göçü tetikleyen öteki etkenler. Bilindiği gibi; Kırsal yaşam tarıma ve tarımın destekleyicisi hayvancılığa dayalıdır. Tarımda; üretim araç-gereçlerinin, parçalarının, yakıtın, gübrenin, hasat kaldırma emeğinin pahalılığının yanısıra, taban fiyatlarının belirsizliği, düşüklüğü, pazar sınırlılığı, ürünlerin maliyet pahalılığına göre ucuza gitmesi gibi olumsuzluklar ve hayvancılıkta, mal barındırma, besleme, bakım pahalılığı, et ve süt ürünleri ucuzluğu, göçün giderek yoğunlaşmasına yol açmıştır. Devlet; hükümetlerin beceriksizlikleri yüzünden soruna gerekli müdahaleyi yapamamış, çözüm için halâ da doğru dürüst bir program ve gerçekçi pratikler koyamamıştır ortaya. Göçler sonucu özellikle Orta Anadolu, Doğu ve Güney Doğu Anadolu köyleri yaşlılar mekanına dönüşmüş, viran görüntüler sergilemekteler. Köylerin bu durumu, yoksulluğa, kaderine terk edilmişliğe, mahrumiyetlerine endeksli. Göçü durdurmanın ilk ve en etkin yolu tarım ve hayvancılığı desteklemek, kırsalı yaşanılır, kaygısız ve refah ortamlar haline getirmektir. Göç sorunu; her yörenin kendine özgü bir çözüm planı çerçevesinde ele alınmalı, sosyal etmenleri doğru teşhis edip ciddiyetle tedavisine gidilmelidir. Göçe direnen köylerden biri de köyümüz KARACA’dır. Yüzü aşkın aile göçmüş, evleri yıkılmış, harap olmuşsa da yüzü aşkın aile hala köyünde yaşamını sürdürmeye çabalıyor. Ancak Karaca’da da; yaşlanma, gençliğin göçü sürmekte. Karaca’nın göç konusundaki en büyük şansı; göçenlerinin büyük çoğunluğunun kentleri Malatya’ya yerleşmiş olmaları ve köyleriyle ilişkilerini kesmemeleridir. Peki; zorunlu göçler sonrası, gönüllü dönüşler olabilir mi? Doğrusu bu artık (istisnalar hariç) uzak bir ihtimal. Gidenler yeni mekanlarında, işlerini, çevrelerini kurmuşlar, geçimlerini temindeler. Dönüp yeniden zorluklar yaşamayı, mağdur olmayı ve de ikinci bir göçü yeniden göze almayı istemeleri olası değil gibi. Hele de yeni nesillerinin bunu isteyebileceklerini düşünmek bile hayal. Ancak; yukarıda da belirttiğimiz gibi, kırsal kesim yaşantısı iyileştirilir, tarımcılık, hayvancılık desteklenir, kırsal insanlarının geçim standardı çağdaş yaşam düzeyine yükseltilirse, yeni göçlerin hızı kesilir. Böylece de kırsal yerleşkeler yeniden canlanır, yaşlanma, viranlaşma engellenir. Bunun sonucunda da kentlerdeki (başlı başına bir konu olan) yığınlaşma, kondulaşma, işsizlik, sosyal çatışmalar da aza indirilir. Belki biraz da yeniden dönüş kazanılır. Evet, göç hala sosyal kanayan bir yaradır. Öncelikle sarılmalı, önü alınmalıdır. Sorumluluk devletindir.