Rıza Cengiz-MALATYA’da Yer Sarsıntısı(Malatya’da DEPREM!..)

MALATYA’da Yer Sarsıntısı(Malatya’da DEPREM!..)

MALATYA’da Yer Sarsıntısı
(Malatya’da DEPREM!…)

Malatya’mız ve tümüyle dünyamız devamlı sarsılmaktadır. Bu sarsılmayı (depremi) felaket haline getiren yapılardır. Yapılar, zemin özelliği dikkate alınarak yapıldığında; 7 (Richter) büyüklüğündeki yer sarsıntıları sadece sarsıntı olarak kalır. Örnek mi? İşte Japonya. Ancak, hiçbir mühendislik kuralları olmadan yapılan yapılarda, 7,4 büyüklüğündeki deprem 100.000 (yüz bin) yapıyı yıkmış ve resmi rakamlara göre de 18.000 insanımızın canına mal olmuştur. Bu yer tabi ki anlaşıldı. Ama yinede yazayım. İSTANBUL.
Deprem konusunda yazı yazmam istendiğinde resmi kurumlar, üniversitelerin yayınları elden geldiğince gözden geçirilmiştir. Ancak, en çok yararlandığım kaynakların TMMOB’a bağlı JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI yayınları olduğunu özellikle belirtmem gerekmektedir.
JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI, 6235 sayılı TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ Kanununa istinaden kurulmuş, tüzel kişiliğe sahip, Kamu Kurumu niteliğinde bir meslek örgütüdür. Bu yasal temelde amaç ve görevimiz ülke ve meslek çıkarlarının korunması için öneriler geliştirerek ilgili makamlara sunmaktır. Görevimizi bu yazıyı yayınlayarak yaptıran herkese en içten teşekkürlerimizi sunmak istiyorum.
Deprem konusunu derinlemesine incelemek için; JMO’nun görev ve çalışmalarından söz etmemiz gereklidir. Oda çalışmalarımız tabiî ki yasal çerçevede yürütülmektedir. Bunun yanında tüm bilgi paylaşımı, toplanması ve iletilmesi yaklaşık onbeş bin Jeoloji Mühendisi ile birlikte gerçekleşmektedir. Tüm Devlet Kurumlarından yaralanılmaktadır. Çoğunluğun katıldığı, tartıştığı bilgi paylaşımı her yıl yapılmaktadır. Her yıl bir hafta boyunca onlarca konferans, onlarca panel gerçekleştirilmekte ve onlarca bildiri verilmektedir (örnek verecek olursak bu yıl, 2-6 Nisan 2011 tarihlerinde 65. Jeoloji Kurultayı yapılacaktır. Gayet tabiî ki bu kurultayda Van depremi de ele alınacaktır.)
Bu toplantılara tüm üniversiteler (hatta yabancı ülke üniversiteleri), tüm resmi kurumlar ve tabi ki tüm Jeoloji Mühendisleri davet edilmektedir. Örnek verecek olursak Malatya’mızın deprem durumu (ve diğer jeolojik durumları) da odamızda tartışılmış, konuşulmuş ve bu bilgiler Malatya’da yaşayan insanlarımıza, Malatya’mızda yapılan bir sempozyumla ve basın bilgilendirilmesiyle (yerel televizyon ve yerel basın) duyurulmuştur. Bazı meslektaşlarımız <<malatya’da yakın=”” zamanda=”” deprem=”” olmayacak=””>> ve bazı diğer meslekten olan mühendis arkadaşlarımız da <<malatya’da deprem=”” olacak=””>> gibi tamamen kendilerini bağlayacak açıklamalar yapmaktadırlar. Böyle açıklamalar Jeoloji Mühendisleri Odasının ve Jeoloji Mühendislerinin görüşleri değildir.
Bizler, Jeoloji Mühendisleri olarak çok dertliyiz. Derdimiz, sorunumuz Malatya ve Malarya’lılardır. Derdimiz çok olunca bunu anlatmak da zor olmaktadır. Biz kimseyi suçlamak istemiyoruz ama Malarya’lıların sorunlarının giderilmesini istiyoruz. Görüşlerimizi biraz açalım.
Deprem…! Çoğumuzun hareketsiz zannettiği ve güvenle ayağını bastığı yerkabuğunun, üzerinde bulunan tüm yapılarda da hasara ve can kayıplarına neden olabilecek derecede hareketli olduğunu gösteren bir doğa olayıdır.
Malatya’mız, Doğu Anadolu Fay Zonu olarak adlandırılan aktif fay kuşağında yer almaktadır ve birinci derece deprem bölgesinde bulunmaktadır. Bu kuşakta 6.7 ile 7.8 büyüklüğünde depremler olmuştur. Ayrıca yıkıcı olmayan binlerce deprem (yer sarsıntısı) olmuştur ve olmaya devam edecektir. Son yüz yılda Doğu Anadolu Fay Zonu boyunca yıkıcı deprem olmamıştır ancak yapılan çalışmalar bundan sonraki yıllarda bu aktif fay zonunun yıkıcı depremlere gebe olduğunu göstermektedir.
Günümüzde deprem zararlarını; gerek can ve mal kaybı, gerekse sosyal ve ekonomik kaybı yönleriyle azaltmanın tek yolu, depremlerin hangi bölgelerde, hangi büyüklükte olabileceğini doğru saptayıp, bu bölgelerde jeolojik etütler yaparak depremlerden en az zarar görecek yapıyı yapmaktır.
Malatya’mız bir daha söyleyelim, 1. Derece Deprem Kuşağındadır. Zemin-Temel Etütleri, adından da anlaşılacağı üzere, temel önceliktir. Zemin Etüdü olmadan yapılaşma olmamalıdır. Bu görüşlerimiz ve bilgilerimiz, 1994 yılından 20.03.2003 yılına kadar yerel yönetimlere bildirilmiştir.
Malatya’mızda Zemin Etüdü çalışmaları Ağustos–1999 depreminden çok sonra 20.05.2003 tarihinde başlamıştır. Ancak…! Battalgazi ilçemiz hariç, diğer tüm ilçelerimizde Zemin Etüdü çalışmaları hala yapılmamaktadır. Zemin Etüdü çalışmaları yaptırmayan veya Zemin Etüdü raporlarını JMO’ya göndermeyen ilçelerimizin Belediye Başkanlarına mutlaka Zemin Etüdü çalışmaları yaptırmaları gerektiği bilgisi verilmiştir. Felaket çağırıcısı olmak istemiyoruz ama; örneğin Doğanşehir ilçemiz tarihi boyunca 4 kez deprem sonucu deyim yerindeyse yerle bir olmuştur. Yazıhan ilçemizin tam ortasından-yukarıdaki tüm olumsuzluklara ilaveten-bir de Malatya Fayı geçmektedir. Bu fay Arguvan ilçemizden Erzincan’a kadar uzanmaktadır. Bu fay aktif (hareketli) bir faydır. Doğanyol ve Pütürge ilçelerimiz Doğu Anadolu Fay Zonunun hemen kenarındadır. Kale ilçemiz bindirme fayları yanındadır.
Kısaca, Malatya’mız il merkezi ve ilçeleriyle aktif deprem kuşağında yer almaktadır. Öyle ki günlük depremler (yer sarsıntısı) olmaktadır. Büyüklükleri 4.5’den az olan bu yer sarsıntıları (depremler) hissedilmemektedir. Malatya’mız oluştuğu yerden 15 km batıya kaymıştır. Güneyden yapılan itim nedeniyle depremler oluşmakta, Malatya ve yöresi batıya kaymaktadır. Bu kayma hızı yılda yaklaşık 7.9 milimetredir. Bu nedenle Malatya il ve ilçelerinde sürekli yer sarsıntıları (depremler) oluşmaktadır. Bu yer sarsıntılarının (depremlerin) çoğunu hissetmiyoruz.
Tüm bu bilgilerin ışığında; yapıların zemin özelliğine göre yapılması şarttır denilebilir.
Malatya’mız Beydağları eteğinde: yamaç molozu dediğimiz, yumuşak, çimentosuz (birbirine tutturulmamış) zayıf zemin üzerine kurulmuştur. İlimizin hali hazırdaki yerleşim yerinden kuzeye doğru gidildikçe zemin daha da kötüleşmekte, güneye doğru ise zemin sağlamlaşmaktadır. Ne yazık ki, tüm ikaz ve ısrarlarımıza karşın kuzeye doğru (ovaya doğru) olan yerleşim gün geçtikçe çoğalmaktadır. Jeolojik olarak, seçilebilecek en yanlış yerleşim bölgeleridir (yeridir). Sayın Belediye Başkanımız yakın bir zaman dilimi içerisinde kuzey çevre yolunun tamamlanacağını ifade etmektedir. Kuzey Çevre Yolu ovadan, kayısı bahçelerinden, tarım arazilerinden, bizim için en önemli olanı da jeolojik olarak en zayıf zeminden, daha başka bir ifadeyle en olmayacak (geçmeyecek) yerden geçecektir. Oysa Malatya’nın en sağlam zemini Beydağlarıdır. Yerleşim ve yollar Beydağlarında yapılmalıdır. Beydağlarında yerleşim ve yolların ekonomik olarak pahalı olacağı ileri sürülebilir. Ancak OTDÜ‘de yapılan çalışmalara göre 4 köprü, 1 viyadük ile yol yapılmaktadır. On misli fazla masrafla da yapılsa dahi, tarım arazilerinden, kayısı bahçelerinden geçen yoldan daha ucuz olacaktır. Kaldı ki ekonomi bu durumlarda hiç düşünülmemelidir. Beydağları kireçtaşları ile kaplıdır. Yani jeolojik olarak sağlam zemin oluşturmaktadır. Kuzeye doğru (hemen dibinde) yer yer çimentosuz, bazı alanlarda çimentolu olan yamaç molozu yer almaktadır. Bu durum inşaatçıları yanıltmaktadır. Akarsu çökelleri, alüvyon ve bunların altında kalınlıkları 3.000 metreyi bulan killi birimler yer almaktadır. Tüm bu verileri dikkate alındığında, ovadaki yerleşimin (yol vb. yapılar) Beydağlarına göre daha pahalı ve insanlarımız için daha sakıncalı olacaktır.
Jeoloji Mühendisliği ilgi ve bilgi alanına girmekte olan sorunlar, yukarıda yazdığımız özet yazı ile bitirilemez.
Deprem konusu yanında; mesleğimiz ve Malatya’mızla ilgili diğer konuları başlıklar halinde yazıp yazımızı bitirelim.
Dünyanın, Türkiye’nin de büyük sorunu olan, yeraltı ve yerüstü su sorunu, Malatya’mız için de sorun teşkil etmektedir.
Malatya içerisindeki yer altı suyu durumu yapı güvenliği için önemlidir. Ayrıca Malatya ve ilçelerinde yeraltı suyu tümüyle programsız ve projesiz bir şekilde kullanılmaktadır. Bu durum büyük sorun çıkarmakta ve ilerleyen yıllarda daha da büyük sorun çıkaracaktır. Tüm ilimizde vahşi sulamadan (ark, kanaldan) vazgeçilmelidir.
İlimizde drenaj sistemi yoktur. İmar açısından çok dikkatli ve bilimsel çalışmalar yapılmalıdır. Yağış azalması ve dengesizliği görülmektedir. Malatya’nın yağış sularını Beydağlarından kuzeye taşıyan 3-4 dere vardı. Ancak bu derelerin yerinde caddeler, sokak ve
evler vardı.
Son sorunumuz çöp deponi alanlarıdır. Malatya’mızın çöp deponi alanlarının seçiminde jeolojik etütlerin yapılması insan ve çevre sağlığı açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmalar acilen yapılmalıdır.
Rıza CENGİZ
Jeoloji Mühendisi</malatya’da></malatya’da>